Yıllardır Tartışılan O Soruya Bilimin Işığında Açıklık Getiriyoruz: Aşk Gerçekten İyileştirir mi?

Literatürde yer alan “Viewing Pictures of a Romantic Partner Reduces Experimental Pain: Involvement of Neural Reward Systems” (Romantik Bir Partnerin Resimlerine Bakmak Deneysel Ağrıyı Azaltıyor: Nöral Ödül Sistemlerinin Katılımı) isimli bir çalışma aşk ile ilgili çarpıcı gerçekleri ortaya koydu.

Araştırma, romantik bir partnerin fotoğrafına bakmanın, beyindeki ödül sistemlerini aktive ederek ağrıyı azaltma gücü olup olmadığını görerek gerçekten yıllardır tartışılan bir konuya cevap vermeyi amaçlıyor. Bu konuysa aşkın iyileştirici gücü!

Bulgulara geçmeden önce ilk olarak araştırmanın metodolojisini incelemek gerek.

Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanılan bu araştırmada, katılımcılar romantik partnerlerinin fotoğraflarına bakarken beyinlerinin ödül sistemlerinin aktivasyonunu ve bu aktivasyonun ağrı algısını üzerindeki etkisi tespit edilmeye çalışılıyor.

Araştırmaya, yeni bir romantik ilişki içinde olan ve yoğun bir aşk duygusu hisseden, yaşları 19-21 arasında değişen 15 (8 kadın, 7 erkek) üniversite öğrencisi dahil ediliyor.

Bu doğrultuda, romantik partnerlerinin ve herhangi bir tanıdıklarının fotoğrafları gösterilen katılımcıların ağrı seviyelerindeki değişim inceleniyor.

Artık bulguları incelemeye başlayabiliriz. Sonuçlar aşkın iyileştirici gücünü ortaya koyuyor!

Araştırma kapsamında, romantik partnerlerinin fotoğraflarına bakan katılımcıların, ağrı düzeylerinde belirgin bir azalma olduğu görülüyor.

Bu bulgu, aşkın beyindeki ödül sistemlerini harekete geçirdiğini ve bu aktivasyonun ağrı algısını azalttığı şeklinde yorumlanıyor.

Araştırmacılar bu aktivasyonları aşkın nörobiyolojik temelleri ile ilişkilendiriyor ve ağrı algısının azalmasında bunların kritik bir rol oynadığını belirtiyor.

Özetle bu araştırma, ödül sistemlerinin aşk sebebiyle harekete geçtiğini ve bu süreçlerin ağrı yönetimi ile bağlantılı olabileceğini tespit ederek aşkın iyileştirici gücünü bilimsel bir temele oturtuyor.

Tabii her araştırmada olduğu gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirmenin doğru olduğunu hatırlatarak içeriğimizi noktalayalım.

Kaynak: PLOS ONE

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir